Yvonne Serena Trehole
Okul Müdüresi/KSKS Profesörü/Ravenclaw Bina Sorumlusu
|
|
|
|
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 09/11/08
Mesaj Sayısı : 107
Nerden? : Hogwarts Alive'den.. RPG Bağımlığından.. Eskişehir'den...
Bu aralar napıyosun? : Rp ve adminlik... Belli birşey...
Lakap : Yvonne, Yv, S, Serena, Yvonne Serena..
|
|
|
|
|
|
Konu: Dönem Kurgusu Paz Nis. 12, 2009 8:49 pm |
|
|
Olay Yvonne Serena'nın ağzından, Bakan Gabriel Gnotte'a anlatılırken duyulmuştur.
"Sopsoğuk bir geceydi. Yağmur iliklerime işlemişti. Ormanın içinde bir oraya, bir buraya koşuşturuyordum. O gülme sesinin geldiği yeri arıyordum, adım adım, nefes nefes. Ses bana sesleniyordu, "Bana gel!" diye emrediyordu bana. Bense onu dinliyor, saçlarım yüzüme yapışmış, kıyafetlerim ıpıslak olmuş halde, elimde asamla onu arıyordum. Ne saçmalıktı aslında, onu öldüreceğimi bile bile beni arıyordu. Beni çağırıyordu. Kollarını uzatsa değecekti bana. Neden yapmadı bilmiyorum. Soluma döndüğümde karşıma çıktı. Yüzünde korkutucu bir gülümseme vardı. Hiç ıslanmamış gibi duruyordu. Üstünde sadece dizlerinden yırtılmış bir kot pantolon vardı. Vücudunun üst tarafı tamamen çıplaktı. Ne kadar karanlık olursa olsun parlayan gözlerini bana dikmişti. O bakışı farkedince içim ürperdi. Nedense bana yemmiş gibi bakmıyordu. O bakışların ne olduğunu anlayabilseydim belki de ne yapabileceğini anlardım. Bana bir adım attı, kollarını kullanmaktansa, bana yaklaşmayı düşünüyordu. O yaklaşıyordu, bende geriye doğru adımlar atıyordum. Yağmur yavaşlamıştı, ben hala ıslaktım. Rüzgar çoğaldığından yapraklar birer birer düşüyordu. Ona dikkatle bakma fırsatı bulmuştum. Kahverengi saçlı, renkli gözlüydü. Görebildiğim kadarıyla yakışıklıydı da. Sol omzu ve sol baldırı yanmış gibiydi. Kollarını esnetebildiğini, uzatabildiğini biliyordum. Neden yapmıyordu?! Birşey anlamadan geriye doğru ayağımı uzattığımda bir ağaç köküne takıldım. Yere sırt üstü düşerken de yüzüme kırmızı bir yaprak düştü. Onu çektiğimde üzerimde duruyordu. Dizlerini yere dayamıştı. İki eli de yanaklarımdaydı. Yutkunup konuşmak için ağzımı açtığımda kendimde konuşmak için güç bulamadığım gibi onun dudağını kendi dudağımın üzerinde hissettim. Dilini ise ağzımın içinde dolaşırken buldum. Onun ne yaptığını anlamadan bende cevap vermeye başladım. Kucağımda oturuyordu, kollarım onun omuzlarındaydı. Beni öldürebileceğini bile bile onu öpüyordum. Nasıl bu kadar tanıdıktı? Nasıl bu bakışları, bu sesi hatırlıyordum ama bu kişiyi tanıyamıyordum? Gerçekten salak gibi davranıyordum. Ancak yapmadı, yapacağını beklediğim şeyi yapmadı. Beni biraz daha öptükten sonra bıraktı. Nefes almam için gerekliydi. Mavi gözlerine bakınca kendimi boşlukta gibi hissettim. Ellerini yanaklarımda tekrar hissedince kendimi kaybetmiştim. Ellerimi onunkilerin üzerine koydum ve onun dizlerine doğru taşıdım. Gözlerinde özlem vardı. Kimdi bu, neyin nesiydi? Skelet'ti ancak insan kişiliği kimdi? Anlaşılmazlar arasında bir kara deliğe sürüklenirken onun sesi beni kendime getirdi. "Git. Hogwarts'a dön. Başına birşey gelmesin. Yakında olacaklar seni yeterince yoracak." Nedense yağmur hala yağıyormuş gibi hissediyordum, başımın üzerinde bir bulut dolaşıyordu sanki. Onun o yumuşak sesi kulağıma bahar rüzgarı gibi çarparken ağzını açtı ve ses tellerini zorlayarak konuştu. "Sen-sen kimsin?" Sesinin ne kadar zayıf çıktığına kendim bile şaşırırken Skelet ayağa kalktı ve geldiği yere doğru ilerlerken ismini bana geri bağırdı. "Eric Fréderick De Facér." Bende şaşkınlıkla ona bakarken o gözden yavaşça kayboluyordu. Onun tamamen gözden kaybolduğunu farkedince ellerimi kendi isteğim dışında dudağıma götürdüm. İlk aşkımdı bu kişi. Skeleton olmuş olan bu adam benim ilk sevdiğim insandı. Ayrıca öldüğünü zannettiğim kişi, Elizabeth'in ve Veronica'nın babasıydı. Hayatımı uğruna verdiğim adamdı. Bir zamanlar hergün ağlardım onun için. Ellerimi yere koyup yeri ittirdim. Ayağa kalktığımda kollarımda, bacaklarımda ve boynumda ağrılar hissediyordum. Nedenini bilmediğim bu acıları bastırarak bir adım attım. Asama uzanırken birşeyin yaklaştığını hissedip eğildim. Hızla yukarı baktığımda gördüğüm bir çift kadın eliydi. Eric'i gördükten sonra aklımdaki herşeyin uçtuğunu yeni farkederken hızla asamı çıkarıp o tarafa döndüm. "Erica?!" Erica'nın yüzündeki şeytani ifadeyi hep tanırdım, her zaman tanırım. O ellerini uzatmaya çalışırken aklıma ilk gelen büyüyü haykırdım. "Bombarda!" Ellerini duman bulutundan çıkarırken acı ile bağırıyordu. Gözümü kırpmama kalmadan bir adım önümde duruyordu. Bütün Skelet'ler hızlı sanırım. Bana korkutucu bir ses tonuyla mırıldandı. Korkmasam da içim ürpermişti. "Eric'ten uzak dur." Bir saniye sonra o da gözden kaybolmuştu. Tehlike belirtileri etrafımda dolanıyordu. Kulağımda son kez Eric'in sesi çınlayınca asama dokundum ve Hogwarts'ın önüne cisimlendim. "Git.""
|
|